top of page
Search

Psikanalitik Anlamda Yas: Freud ve Modern Perspektifler

  • İlayda Deringör
  • May 28, 2024
  • 2 min read

Yas, herhangi bir kayıp yaşayan kimselerin deneyimlediği karmaşık duygusal ve psikolojik süreçlerin bir bütünüdür. Freud, "Mourning and Melancholia" adlı makalesinde, yas



ın doğal bir süreç olduğunu ve kişinin kaybettiği nesneye (kişi, ilişki, durum, mekan) yönelik duygusal bağlarını çözümlemeye ve yeniden düzenlemeye çalıştığını anlatır. Dolayısıyla yas süreci, kişinin kaybını kabul etmesine ve yeni bir içsel denge kurmasına olanak tanır. Freud'a göre yas, zamanla iyileşen ve bireyin yaşamına devam etmesini sağlayan bir süreçtir.

Psikanalitik anlamda ele alındığında ise, yas, sadece bilinçli bir deneyim değil, aynı zamanda bilinçdışı süreçlerin de etkili olduğu kompleks bir durumdur. Kaybedilen nesneye dair duygusal bağların yeniden düzenlendiği süreç sırasında, kaybedilen nesneyle olan duygusal yatırım geri çekilir. Aynı zamanda kaybedilen nesneye dair duygu ve düşünceler kaybı yaşayan kişinin iç dünyasında yeniden işlenir. Freud, melankoli kavramını yas kavramından ayırır. Melankoli, ne kadar yasa benzese de, kaybın bilinçdışında yaşandığı ve genellikle bireyin kendine yönelik öfke ve suçluluğunun yoğun olduğu, patolojik bir durumdur. Yas sürecinde ise birey, kaybı bilinç düzeyinde de işlemeye devam eder.


Psikanalitik Psikoterapi Yas Deneyimine Nasıl İyi Gelir?

Psikanalitik psikoterapi, danışanların duygularını ifade etmelerine ve anlamalarına yardımcı olurken, kaybın yarattığı boşluğu dolduracak yeni anlamlar ve bağlar kurmalarına da alan açar. Bilinçdışı duyguları ve düşünceleri açığa çıkarma süreci, bireyin kayıpla ilgili bastırılmış ya da farkında olmadığı duygularını keşfetmesini sağlar ve yas sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesine katkıda bulunur. Psikanalitik psikoterapi, bireylerin yas sürecindeki bilinçdışı çatışmaları ve bastırılmış duygularını açığa çıkarmalarına yardımcı olur. Terapist, güvenli bir terapi ortamı sunarak, danışanın bastırılmış veya kabul edilemez gibi hissettiren duygularını özgürce ifade etmelerini teşvik eder. Bu süreç, bireyin kaybı kabul etmesine, duygusal yükünü hafifletmesine ve yaşamına yeni bir anlam katmasına olanak tanır.

Bireyler yaşamları boyunca bir takım fiziksel, duygusal, zamansal veya sosyal sınırlarla karşılaşırlar. Bu sınırlar, bireylerin yaşlanma, ölüm, üretkenlik ve yenilenme gibi konularla yüzleşmelerini gerektirir. Bu yüzleşmeler bireylerin psikolojik gelişiminde ve olgunlaşma süreçlerinde önemli rol oynar. Doğal olarak yaşlanma ve ölüm gibi bir takım kaçınılmaz kayıplarla da yüzleşmeyi içerir ve yas süreçlerini beraberinde getirebilir.

McWilliams'a göre, yas süreci, bireyin sınırlamaları kabul etmesi ve bu sınırlamaların getirdiği duygusal yükle başa çıkması için bir fırsat sunar. Yaşlanma ve ölüm gibi sınırlamalar, bireylerin yaşamlarının sonlarına yaklaştıklarında daha belirgin hale gelir ve bu dönemlerde yas, bireyin içsel dünyasında derin bir dönüşüm süreci başlatır. Buna karşın üretkenlik ve yenilenme gibi kavramlar, bireyin bu sınırlamalara rağmen yeni anlamlar ve değerler bulma kapasitesini gösterir ve bireylerin psikolojik esnekliklerini artırmakta önemli bir rol oynar.

Bu bağlamda, psikanalitik terapi, bireylerin yas sürecini daha derinlemesine anlamalarına ve bu zorlu deneyimle başa çıkmalarına yardımcı olur. Yas ve sınırlamalarla başa çıkma sürecinde, bireylerin üretkenlik ve yenilenme kapasitesini keşfetmeleri, yaşamlarına yeni anlamlar ve değerler katmalarını sağlar.





Referanslar:

Freud, S. (1917). Mourning and melancholia. (J. Strachey, Ed. ve Çev.), The standard edition of the complete psychological works of Sigmund Freud içinde (Vol. 14; s 243-258). London, England:Hogarth Press.

Hagman, G. (2022). Psychoanalytic Approaches to Grief Therapy. The Handbook of Grief Therapies, 101.

McWilliams, N. (2018). Psychoanalytic reflections on limitation: Aging, dying, generativity, and renewal. In Flirting with Death (pp. 25-40). Routledge.


 
 

© 2023, İlayda Deringör

bottom of page